Chicago karli oldugu icin bana Ankara'yi hatirlatti. San Francisco'dan daha sehir gibi bir sehir. Her yer tek evle degil, apartmanlarla dolu. Biraz daha ciddi bir sehir, gerek insanlari, gerek dis gorunusuyle. Nasil, iki gunluk tecrubemle ne guzel anlamisim sehri di mi!
Cumartesi gunu sabah uyandigimizda cok fazla sehir turu gibi aktivitelere vakit yoktu, cunku John'un babasinin dogumgununde yapilacak komik konusmalarin son hazirliklari yapildi, ve prova gerceklestirildi. Komik konusmalar ne idi:
Annesi herkesin kendi gecmisleri, baglari ile ilgili komik konusmalar yapmasini istedi. Mesela John'dan Cin'de 4 yil yasadigi icin orali unlu birinin babasinin dogumgununu kutlayan bir mektup, John'un kizkardesinin kocasi Ingiliz, o oralardan, kizkardesi babasi gibi avukat, komik bir resmi belge falan filan. Benden de Turkiye ile ilgili bir seyler..Jonh'la dusunduk, Turkiye'den tanincak unlu biri, o yastaki (70.dogumgunu ve arkadaslar!) insanlar icin cok zor, yani basbakan ya da herhangi bir sanatci cok detay. Biz de son Osmanli sultanindan birseyler yazmama karar verdik, en cagdas tanincak kisi. Vahdettin oyle cok sevimli biri degil ama Osmanli gecmisi ile ilgil birseyler yazmak da o kadar kotu degil, Istanbul,...Herkes onlari biliyor. Iste benim konusmam:
"I was born a few years before John, in a country far far away. I grew up in the beautiful Dolmabahce Palace in Istanbul, capital of my Ottoman Empire.
I have heard, that it is the 70th birthday of this great man, and felt like I should be saying something. Well, since that time, things haven't been great for me, my empire had been demolished but I can see that everything is perfect for him. He turned out to be a reputable lawyer in Chicago with a charming wife and two nice kids.
I have heard about his interest in architecture so I am hoping that one day we will be visiting my old palace together, and I will hear his wise commments about it. Also, I am sure he will be impressed by turkish food!
Happy birthday dear John,
Vahdettin, the last Ottoman Sultan"
Yemek cok kalabalikti, 116 kisi, hic gormedigim kadar yasli insan bir arada. Ayrica John'un kuzenleri, amcasi ile de tanismis oldum. Butun gece yasli insanlarin komik komik sorularina cevap verdim, nasil tanistiniz, ne yapiyorsun, Turkiye nasil, john ailenle tanisti mi, onlar buraya geldi mi..Herkes Turkiye'de en azindan biryerlere gitmis, cok sevdiklerini, tekrar gitmek istediklerini soyleyip, benden daha sonra tavsiye alacaklarini soylediler.
Gecenin komik bir olayi da, John'un babasi yemegin basinda kendi uzuun konusmasini yaparken, ve kendi ailesini tanitirken oldu. Ben de cekirdek aileye dahil edilmis oldugum ve ben de tanitildigim icin, benimle ilgili de bir iki satir vardi konusmada, ne egitimi aldigim, su an nerede calistigim, bunlari soylerken, heyecandan yanlislikla mi, yoksa bilincli bir sekilde bizimle eglenmek icin mi yapti bilmiyoruz beni once oglunun esi olarak tanitti. Daha sonra hemen duzeltti, ama butun salon John'a bakip bir aciklama yapmasini ister gibi "oooo" sesleri ile doldu...Komikti.. Kizardik ikimiz de, ama bir anda ustumuze bir reddetme yuku bindigi icin, masamizdakiler hemen "o, nisanlandiniz mi" gibi sorular sordu. Yasli insanlar heyecanlaniverdiler.
Normalde boyle bir dolu insanla tanisinca bazen ayni sorulara tekrar tekrar cevap vermekten sikiliyorum, ama yemekte ben de eglendim. Cunku bana ne is yaptigimi, sizi,..soran herkese ben de siz John'un babasini nereden taniyorsunuz, nerede yasiyorsunuz, isiniz ne diye sorup, hatta bir de azicik sikistiriyordum. Mesela Turkiye'de bir yer gordum diyince, aa yani suralara gittiniz, nerde kaldiniz, isiniz nasil gidiyor, falan filan..
Pazar gunu de John'a guzel bir sehir turu yaptik. Chicago gokdelenleri ve mimarisi ile unlu bir sehir. 1800'lerin sonunda bir yanginda butun sehir yaninca, tekrar insa etmisler ve planli cok guzel. Sehrin ortasindaki nehir ve hemen yanindaki Michigan golu sehrin havasini cok yumusatiyor.
Aksama dogru annesi bizi havaalanina birakti ve 4 saatlik ucustan sonra SF.